Biz, 28 Mart - 7 Nisan 2025 tarihleri arasında "iklim değişikliği ile mücadele" konulu Erasmus+ projesi kapsamında düzenlenen “Think Green, Act Clean” isimli Yunanistan hareketliliğine katılan Yenipazar Merkez Ortaokulu öğrencileriyiz. Bu anlamlı yolculuğa üç öğretmenimizin rehberliğinde sekiz öğrenci olarak katıldık. Yedi gün süren bu programda yaşadığımız deneyimleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Merkez Ortaokulu Yunanistan Hareketliliği
Merhaba,
Biz, 28 Mart - 7 Nisan 2025 tarihleri arasında "iklim değişikliği ile mücadele" konulu Erasmus+ projesi kapsamında düzenlenen “Think Green, Act Clean” isimli Yunanistan hareketliliğine katılan Yenipazar Merkez Ortaokulu öğrencileriyiz. Bu anlamlı yolculuğa üç öğretmenimizin rehberliğinde sekiz öğrenci olarak katıldık. Yedi gün süren bu programda yaşadığımız deneyimleri sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Ailelerimizden yüzlerce kilometre uzakta olacağımız için hepimiz karmaşık duygular içindeydik. İlk kez yurt dışına çıkacak olmanın ve bir haftayı yabancı bir ülkede geçirecek olmanın heyecanı ile mutluluğu bir arada yaşıyor, aynı zamanda biraz da gergin hissediyorduk. Uzun bir sürenin ardından bazı arkadaşlarımızla yeniden buluşacak ve Erasmus projesi kapsamında yeni arkadaşlıklar kuracağımız için çok heyecanlıydık. En önemlisi ise bu projeye dâhil olmanın bizler için büyük bir fırsat olduğunun bilincindeydik.
İlk olarak Aydın Otobüs Terminali’nde ailelerimizle vedalaştıktan sonra Edirne’ye doğru yola çıktık. Yaklaşık on saatlik bir otobüs yolculuğunun ardından Edirne’ye ulaştık. Oradan Karaağaç’taki pansiyonumuza geçerek odalarımıza yerleştik. Valizlerimizi bıraktıktan sonra kahvaltı yapmak ve şehri keşfetmek için yürüyüşe çıktık. Yürürken Guinness Rekorlar Kitabı’na giren ve içinde yüzlerce kilo meşhur “Edirne Ciğeri” pişirilen, dünyanın en büyük tavasını gördük.
Kahvaltının ardından tarihi Meriç Köprüsü, Bedesten Çarşısı, Selimiye Camii, Ulu Camii, ve Edirne Müzesi’ni gezdik. Ardından Edirne Gezi Otobüsüne binerek kısa bir şehir turu yaptıktan sonra pansiyonumuza döndük. Akşam saatlerinde Edirne’nin meşhur ciğerini yemek için dışarı çıktık. Günün yorgunluğunu birlikte yemek yiyerek ve sohbet ederek attık. Gece, hep birlikte bir odada toplanarak maç izledik, atıştırmalıklar eşliğinde keyifli vakit geçirdik. Ertesi gün Yunanistan’a geçeceğimiz için valizlerimizi toparlayıp erkenden uyuduk.
Ertesi sabah bayram sabahıydı ve ailelerimizden uzakta geçirdiğimiz ilk bayramdı. Saat 09.30’da pansiyondan ayrılarak kahvaltıya gittik. Ardından taksiyle otogara geçip Keşan bileti aldık ve yola çıktık. Keşan’a ulaştıktan sonra Kavala otobüsüne binerek sınır kapısına doğru ilerledik. Yaklaşık yarım saat sonra Türkiye tarafındaki İpsala Gümrük Kapısı’na vardık. Hepimiz çok heyecanlıydık. Otobüsten inip polis kontrol noktasında pasaportlarımızı kontrol ettirdik. Daha sonra tekrar otobüse binerek Türk Gümrüğü’nü geçip Yunan Gümrüğü’ne ulaştık. Burada bir Yunan polisi otobüsümüze gelerek pasaportlarımızı kontrol etti. Kısa bir sürenin ardından Yunanistan’a resmen giriş yapmış olduk. Hepimiz büyük bir coşku içindeydik.
Üç saatlik bir yolculuğun ardından Kavala’ya vardık. Burada bizi Serez’e götürecek araca geçtik. Yaklaşık bir saatlik yolculuktan sonra Serez’e ulaştık ve bizleri karşılamak üzere bekleyen Yunan ailelerle buluştuk. Her birimiz partnerlerimize sarılarak duygu dolu anlar yaşadık. Birlikte fotoğraflar çektirdikten sonra evlerimize doğru yola çıktık. Yoğun geçen bir günün ardından dinlenmek üzere erkenden uyuduk.
1. Gün
Sabah erken saatlerde uyanıp hazırlıklarımızı tamamladık. Kahvaltının ardından ev sahibi arkadaşlarımızla birlikte Agio Pnevma okuluna giderek diğer öğrenci ve öğretmenlerle buluştuk. Yunan öğrenciler ve öğretmenler, biz Türk ve İspanyol misafirleri büyük bir coşku ve samimiyetle karşıladılar.
Karşılama töreninin ardından okulun toplantı salonuna geçtik. Burada okul müdürü, açılış konuşmasını yaparak bizleri selamladı. Daha sonra sırasıyla Yunan, İspanyol ve Türk öğrenciler kendi ülkelerini tanıtan sunumlar yaptılar. Biz de Türkiye’yi; önemli şehirlerimizi, kültürümüzü ve yaşadığımız şehir olan Yenipazar’ı tanıttığımız bir sunum gerçekleştirdik.
Öğleden sonra Emmanouil PappasBelediye Başkanı’nı makamında ziyaret ettik. Belediye başkanı, Erasmus+ projelerinin insanlar arasındaki önyargıları ortadan kaldırma ve uluslararası dostlukları geliştirme konusundaki önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. Ardından konuk okullara içinde yöresel ürünlerin bulunduğu hediyeler sundu. Bizler de kendisine hediyelerimizi takdim ettikten sonra belediye binasından ayrıldık.
Daha sonra sırasıyla geri dönüştürülmüş tekstil malzemelerinden yeni ürünlerin üretildiği bir tesisi ve Neos Skopos Folklor Müzesi’ni ziyaret ettik. Öğle yemeğinin ardından öğrencilere serbest zaman verildi. Bu zaman diliminde yabancı arkadaşlarımızla daha fazla vakit geçirme ve birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı bulduk.
Akşam saat 18.30’da Serez’de yeniden buluştuk. Yunan öğretmenlerin rehberliğinde şehrin tarihi binalarını ve kiliselerini gezdik; bol bol fotoğraf çektik. Hepimiz bu anları yaşarken oldukça mutluyduk.
Akşam yemeğini şehir merkezindeki bir restoranda yedik ve Yunan mutfağının meşhur yemeği souvlaki’yi tattık. Yemekten sonra arkadaşlarımızla kısa bir şehir turu daha yaptıktan sonra Agio Pnevma’ya geri döndük. Günün sonunda bir parkta hep birlikte vakit geçirip sohbet ettik ve ardından evlerimize döndük.
Böylece Erasmus+ programındaki ilk günümüzü dolu dolu ve keyifli bir şekilde tamamlamış olduk.
2. Gün
Yağmurlu bir sabaha uyanarak erkenden hazırlandık ve partnerlerimizle birlikte okula gittik. Okulun yanındaki otobüsle programın ilk durağına doğru yola çıktık. İlk ziyaret noktamız, Yunanistan’ın en büyük biyoyakıt üretim tesislerinden biri olan Phytoenergia idi. Burada yetkililer, ayçiçek bitkisinden nasıl dizel yakıt üretildiğini anlattılar. Bu yöntemin, fosil yakıtlara kıyasla çok daha çevre dostu olduğu bilgisini de öğrendik. Firma yetkilileri tarafından ikram edilen kruvasanları yedikten sonra tesisten ayrıldık.
Bir sonraki durağımız, doğal güzelliğiyle ünlü Alistrati Mağarası oldu. İçerisinde çok sayıda olağanüstü sarkıt ve dikit bulunan mağara, dünyanın en etkileyici doğal oluşumlarından biri olarak kabul edilmekte. Rehberimiz eşliğinde mağaranın iç kısmında yaklaşık 1 kilometre yürüdük. Mağaranın sabit 17°C sıcaklığı ve %70-75 nem oranı, bu eşsiz doğal oluşumların korunması açısından büyük önem taşıyor.
Mağara gezisinin ardından otobüsle Filippi Arkeolojik Alanına geçtik. MÖ 356 yılında Makedonya Kralı II. Filip tarafından kurulan Filippi, Roma döneminde "Küçük Roma" olarak anılmış. Hristiyanlık tarihinde de önemli bir yeri bulunan bu şehirde, MS 49/50’de Aziz Pavlus’un vaaz verdiği ve ilk Hristiyanlardan biri kabul edilen Azize Lydia’nın vaftiz edildiği yer bulunuyor. Alan içinde erken Hristiyanlık dönemine ait pek çok yapı da yer almakta.
Günün son ziyaret noktası, tarihi ve kültürel zenginliğiyle bilinen bir liman şehri olan Kavala idi. Burada öğretmenlerimiz bizlere serbest zaman tanıdılar. Arkadaşlarımızla birlikte bir restoranda yemek yedik, ardından şehri gezdik. Osmanlı ve Bizans dönemlerinden kalma birçok tarihi yapıyı görme fırsatı bulduk. Gezi sonunda deniz kenarında oturup İspanyol arkadaşlarımızla sohbet ettik.
Akşam saatlerinde buluşma noktasında toplanarak otobüsle Agio Pnevma’ya geri döndük ve ikinci günümüzü keyifli bir şekilde tamamlamış olduk.
3. Gün
Programımızın üçüncü günü, ev sahibi okul olan Agio Pnevma Ortaokulu’nda geçti. Sabah saatlerinde okuldaki derslere katılarak Yunan eğitim sistemine yakından tanıklık ettik. Aynı saatlerde öğretmenlerimiz proje kapsamında bir toplantı gerçekleştirdiler.
Öğleden önce, Agio Pnevma köyünü daha yakından tanımak amacıyla kısa bir yürüyüşe çıktık. Bu gezinti sırasında köyün doğal yapısını, kültürel dokusunu ve günlük yaşamını gözlemleme fırsatı bulduk.
Okula döndükten sonra çok anlamlı bir etkinliğe katıldık. Serez’de özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerin bulunduğu bir okuldan gelen misafir öğrencilerle birlikte okul bahçesinde çiçek diktik. Diktiğimiz çiçeklerle okul merdivenlerini süsledik ve hep birlikte hatıra fotoğrafları çektik. Yaklaşık bir saat süren bu etkinlik, sosyal sorumluluk ve empati açısından hepimiz için çok değerliydi.
Daha sonra toplantı salonuna geçtik. Burada, ev sahibi okulun proje kapsamında kendi yetiştirdiği sebzeler kullanılarak geleneksel Yunan salatası ve cacık yapıldı. Etkinliğe Yunan veliler de katıldı ve onlar da ev yapımı yöresel lezzetlerini bizlerle paylaştılar. Hazırlanan tüm yemekleri birlikte afiyetle yedik.
Günün sonunda üç ülkenin öğrencileri olarak, geleneksel müzikler eşliğinde dans ederek kültürel kaynaşmayı pekiştirdik. Bu keyifli etkinlikle 3. günümüzü neşeyle tamamladık.
4. Gün
Güne dinlenmiş bir şekilde başladık ve yine partnerlerimizle birlikte okula gittik. Ardından otobüsle ilk durağımız olan, Yunanistan’ın en büyük dondurma ve yoğurt fabrikası KRÍ KRÍ’ye doğru yola çıktık. Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuğun ardından fabrikaya ulaştık. Burada fabrikanın tarihçesi ve yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımlarla ilgili bir sunum izledik. Ardından çeşitli tatlardaki dondurmaları tatma fırsatı bulduk.
Fabrikadan ayrıldıktan sonra dağlık ve manzaralı bir yoldan yaklaşık bir saat süren bir yolculukla Timios Prodromos Kutsal Manastırı’na ulaştık. Palouki Dağı’nın eteklerinde, yemyeşil bir vadide ve küçük bir derenin kenarında yer alan bu manastır, 13. yüzyıldan kalma tarihi bir yapı olup yakın zamanda restore edilmiş. Burada hem manastırın mimarisini inceledik hem de rahibelerin günlük yaşamları hakkında bilgi aldık. Ayrılmadan önce kiliseye destek olmak amacıyla yerel ürünlerin satıldığı dükkândan alışveriş yaptık. Birçoğumuz için ilk kez bir manastır görüp rahibelerle karşılaşmak, son derece ilginç ve unutulmaz bir deneyimdi.
Günün son durağı, Bulgaristan sınırına yakın konumlanan Kerkini Gölü oldu. Yapay bir göl olmasına rağmen zamanla Yunanistan’ın en zengin ekosistemlerinden biri haline gelmiş. 300’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan bu bölge, Avrupa’nın önemli kuş gözlem alanlarından biri olarak biliniyor. Göldeki kuşları yakından gözlemlemek için bir saat süren tekne turuna katıldık.
Tekne turunun ardından geleneksel mimarisiyle dikkat çeken Kerkini köyünde öğle yemeği yedik. Yemekten sonra öğretmenlerimiz içeride sohbet ederken, biz de restoranın yanındaki parkta arkadaşlarımızla vakit geçirdik.
Köye döndüğümüzde biraz dinlendik. Ancak bu gece, Agio Pnevma’daki son gecemizdi. Bu nedenle Yunan arkadaşlarımız bizleri bir eğlence mekânına götürdüler. Çeşitli müzikler eşliğinde dans ederek ve bolca eğlenerek güzel bir veda gecesi geçirdik. Eve döndüğümüzde valizlerimizi hazırladık ve ev sahibi ailelerimizle biraz daha vakit geçirdikten sonra, ertesi sabah erkenden kalkmak üzere uyuduk.
5. Gün
Programımızın son günü diğer günlerden daha erken başladı. Kahvaltı sonrası valizlerimizi alarak okula doğru yola çıktık. Yunan ailelerimizden ayrılmak bizler için oldukça zor oldu. Sadece beş gün geçirmemize rağmen bizlere gerçek birer aile gibi davranmış, tüm ihtiyaçlarımızla yakından ilgilenmiş ve büyük bir misafirperverlik göstermişlerdi. Ayrıca Türkiye’deki ailelerimize götürmemiz için pek çok hediye de verdiler.
Bugün ayrıca bizler için özel ve anlamlıydı; çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu ve büyüdüğü şehir olan Selanik’i ziyaret edecektik.
Yaklaşık iki saatlik yolculuğun ardından Selanik’e vardık. İlk durağımız, Türkiye Başkonsolosluğu yanında bulunan Atatürk’ün doğduğu ev oldu. Ne yazık ki tadilatta olduğu için içeriye giremesek de evin önünde bir süre vakit geçirip bol bol fotoğraf çektik. Hepimiz için duygusal ve gurur verici bir andı.
Selanik’te ikinci durağımız şehrin arkeoloji müzesi oldu. Bir rehber eşliğinde gezdiğimiz müzede, bölgenin tarihiyle ilgili çok sayıda bilgi edindik. Antik dönemlere ait heykeller, takılar ve eşyalar bizleri oldukça etkiledi.
Sonrasında sahil boyunca yürüyüş yaptık, İskender Heykeli önünde grup fotoğrafı çektik ve Beyaz Kule’yi görme fırsatımız oldu. Ardından Aristo Meydanı’nda serbest zaman verildi. Buradaki restoranlardan birinde arkadaşlarımızla birlikte öğle yemeğimizi yedik.
Veda zamanı geldiğinde ilk olarak İspanyol grubun vedası gerçekleşti. Otobüsten inip onları tren istasyonunda uğurladık. Hepimiz oldukça duygusal anlar yaşadık ve vedalaşırken gözyaşlarımızı tutamadık. Onlardan ayrıldıktan sonra otobüsümüz Makedonya Otobüs Terminaline ulaştı. Bu kez ayrılık sırası bizdeydi. Yunan arkadaşlarımızla uzun süre sarıldık, ağladık, vedalaştık. Öğretmenlerimizin çağrılarına rağmen onları bırakmakta çok zorlandık. Terminale yürürken arkamıza dönüp son kez el salladık. Onlar da biz gözden kaybolana kadar bekleyip el sallamaya devam ettiler.
Saat 17.30’da Selanik’ten ayrılıp, son iki günü geçireceğimiz İskeçe şehrine doğru yola çıktık. Burada küçük ama şirin bir pansiyonda konakladık. Nüfusunun neredeyse yarısı Türk olan bu şehirde birçok Türkçe konuşan insanla karşılaştık. Onlarla sohbet ettik, Türk restoranlarında yemek yedik ve Türk yemeklerini ne kadar özlediğimizi fark ettik.
İskeçe’de tarihi sokaklarda gezintiye çıktık, eski konakların önünde fotoğraf çektik, kiliseleri ziyaret ettik. Ayrıca bir alışveriş merkezine giderek ailelerimiz ve arkadaşlarımız için hediyeler aldık.
Akşamları pansiyonda birlikte vakit geçirip oyunlar oynadık, bol bol sohbet ettik. Yabancı arkadaşlarımızı şimdiden özlemeye başlamıştık. Onlarla geçirdiğimiz anıları tekrar hatırlayıp fotoğraflarımıza bakarak o duyguları yeniden yaşadık.
İki günün ardından İskeçe’den ayrılarak bir haftalık Yunanistan maceramıza veda ettik.
Bu proje sayesinde çoğumuz ilk kez yurt dışına çıkma fırsatı bulduk, başka bir ülkede bir ailenin yanında yaşadık, farklı kültürlerle tanıştık ve İngilizcemizi geliştirdik. Türk ve Yunan halklarının benzerliklerine tanık olduk, kültürel önyargılarımızı yıktık. Ayrıca çevre bilinci kazanarak yenilenebilir enerji hakkında önemli bilgiler öğrendik.
Bundan sonraki hayatımıza sayısız olumlu etkileri olacağına inandığımız tüm bu unutulmaz deneyimleri yaşamamıza vesile olan başta İngilizce öğretmenimiz Yalçın KARACA olmak üzere emeği geçen bütün öğretmenlere, ev sahibi ailelere ve tüm proje ekibine yürekten teşekkür ederiz.